Bursa-Suuçtu (Bisikletle Bursa-Suuçtu-Bursa 1)

Suuçtu Şelalesi ve civarı Bursa'nın görmediğim güzelliklerindendi. Uzun zamandır bu bölgeyi düzenleyeceğim bir turla görmek istiyordum. Bunun için güzergah belirleme çalışmalarına girdim. Bursa'yı Musatafakemalpaşa'ya bağlayan çok geniş ve beni daha az yoracak bir şehirler arası yol olmasına rağmen ben bu yolu kullanmayı hiç düşünmedim.
Daha dik ve uzun rampaları olmasına rağmen sürprizi daha fazla, gürültüsü daha az, beni daha çok mutlu edecek bir güzergah olacağı için Uluabat Gölü'nün güneyindeki köy yollarından Mustafakemalpaşa'ya varmak, oradan da Suuçtu'ya ulaşmayı kararlaştırdım.

İki gün sürecek bu etkinlik için sabah 09:00 da evden çıktım. Benim giderken kullanmayı düşündüğüm Güzergah Bursa-Hasanağa-Fadıllı Köyü-Akçapınar-Onaç Köyü-Dorak Köyü-Taşpınar Köyü-Demireli Köyü-Mustafakemalpaşa-Suuçtu Şeklindeydi. Dönüşü ise farklı bir rotadan yapmayı düşünüyordum. Bursa-İzmir yolunda Hasanağa yol ayrımında moladayken yanıma gelen bir amca ısrarla Kayapa üzerinden Hasanağaya ulaşmamın daha kolay olacağını söyleyince sırf amcanın gönlü olsun diye gidonumu Kayapa'ya doğru kırdım. Kayapa'dan Hasanağa'ya doğru giderken Kayapa çıkışında Musatafakemalpaşa tabelasını görünce tabelanın gösterdiği yöne doğru pedallamaya başladım. Artık dönüşü, giderken kullanmayı düşündüğüm güzergahtan yaparım. Yine de belli olmaz. Önemli olan iyi bir yolun yolcusu olmak.

Kayapa'dan sonra inişli çıkışlı güzel bir rotadan Bozağaç Yaylası'na ulaştım. Buradaki çeşmenin soğuk suyundan kana kana içtim. Acıkan karnımı doyurdum. Çeşme başında otururken yaşlıca bir amca su almaya geldi. Köyleri dolaşıp satış yapmakta imiş. Yaylada yemek yemek için öğle molası veriyormuş. Dediğine göre bir ay sonra yaylada şenlikler olacakmış. O zaman da gel dedi. "O zaman çok kalabalık olur; bu hali daha güzel." dedim.  Beni sofrasına davet etti. Teşekkür edip yola devam ettim.

Planlamadan girdiğim rota çok güzel; meşe ormanlarının arasında güzel sakin bir yol. Pedallamayayım da ne yapayım? Maksempınarı, Unçukuru, Körekem, Söğütalan, Kadirçeşme, Demireli, Aralık güzergahını takip ederek Mustafakemalpaşa'ya ulaştım. Tabelasında yazdığına göre nüfusu 55500'müş ama merkezi daha çok Anadoludaki küçük bir kasabayı andırıyor. İçinden Kirmastı çayı geçiyor. Çay dediğime bakmayın , koskoca nehir. Çayın kenarında oltacılar oltaya vuran balıkları bekliyor. Nehrin biraz aşağısında bir at sulanıyor. Yan tarafımdan başka bir atın çektiği araba geçiyor. Yolları dar gözüküyor. Peynir tatlısı satan dükkanlar var ara ara. Her zaman öylemi bilmiyorum ama bana oldukça sakin bir yer gibi geldi. Bir de burası Türkiyenin en güzel isimli ilçesi olduğu gibi galiba ismi en çok sesli ilçesi.

Nehrin batısına geçip ışıklardan sola, Yalıntaş istikametine dönünce köşedeki tatlıcıya oturup, dondurmalı peynir tatlısı söyledim. Üç adet tatlı+dondurma 6TL. Kalitesine göre fiyat normal. Aynı tatlıcı çiğ peynir tatlısı da satıyor. İçinde 25 Adet tatlının olduğu paket 5 TL imiş. Dönüşte almak lazım. Tatlıcıdan çıktıktan sonra Şeyh Müftü Camiinde öğle namazı kıldım. Bahçedeki çay ocağının etrafında çay içen Mustafakemalpaşalılar çaya davet ettiler. Çayımı içip yola koyuldum. Cami bahçesinde yolu tarif ederlerken ilk ışıklardan sola, Yalıntaş'a doğru dön demişlerdi. Adres tarifi doğru; zira ışıklarda üzerinde Suuçtu yazan bir tabela var.

Işıklardan sola dönünce çok geçmeden Yalıntaş'a içine giriyorsunuz zaten. Yalıntaş içinde yol ikiye ayrılıyor. Orada oynayan çocuklara sağdaki ve soldaki yolun nereye gittiğini sordum. Gideceğim yeri sorsam, çocuk rastgele yollardan birini gösterebilirdi. Çocuklardan biri, sağa giden yol Lütfiye'ye; sola giden Kayabaşı'na gider dedi. Kayabaşı güzergahımdaki köylerden biri. Çocuk araziyi iyi biliyormuş. Turlarda yanlış adres tariflerinden ve tutarsız mesafe tahminlerinden çok çekmekteyiz. Hal böyle olunca yoğurdu üfleyerek yemek isteyişimiz bundandır.

Devamında önce Kayabaşı'na uğradım, Sünlük Köyü'nün yakınından geçip Muradiyesarnıç Köyü'ne vardım. Buradaki kahvede tavşan kanı çay eşliğinde bir bisküvi yedim. Bakkaldan bir odun ekmeği alıp Suuçtu yokuşuna vurdum demir atımı. İkindiden sonra Şelale'ye ulaştım.  Şelale muhteşem.   Yüce Yaradan evrenin bazı yerlerini başka güzel yaratmış. Bu bölge de öyle bir yer. Gidip görmek sevaptır  böyle yerleri. Şelaleden kopan su zerrecikleri metrelerce uzağa kadar geliyor. Adı bundan dolayı Suuçtu sanırım.  Eskiden traktörlerin bile zor çıktığı bir yol varmış buraya. Buraya çıkan yol yeni yapılmış ama asfaltı şelalenin dibine kadar sokmuşlar. Doğrusu yolu daha aşağıda bir yerde bırakmak, şelaleye ulaşmak isteyenlerin kalan mesafeyi yürüyerek çıkmalarıdır. Mustafakemalpaşa'nın içme suyu buradan gidiyormuş.

Hafta sonu olmasına rağmen çok kalabalık değil. Etraf temiz görünüyor. Çok gidilen yerlerin zamanla içine ediyoruz. Burası şimdilik zarar görmemiş gözüküyor, umarım görmez de.
Hava kararmaya yüz tutmuşken artık çadır kurabileceğim bir düzlük bakınırken etrafa, iki bisikletli dostla karşılaştım-Eren ve Barış-. Mustafakemalpaşa'dan geliyorlarmış. Yedi kişilik bir grup da yoldaymış. Bu gece yukarıdaki bir alabalık tesisinde kalacaklarmış. Beni de davet ettiler. Grubun ilk bölümü(Hasan Hoca,Ahmet, Muhammed Can, Murat,) gelene kadar hava karardı. Grup tamamlandığında yola çıktık. Karanlığı yara, yara toprak bir yoldan yaktığımız farların faydasıyla tesise doğru ilerlemekte iken motor ile yola çıkan Abdurrahman bize yetişti. Abdurrahman grubun yükünü taşıyor.

Grubun bir özelliği de grup elemanlarından bazılarının aynı zamanda motosiklet sporcusu olmaları. Motora alıştıktan sonra bisiklet ile dağ bayır gitmek işkence gelir insana ama bu grup için geçerli değil bu. Bisikletin yeri çok başka diyorlar. Bu açıdan takdir edilesi bir durum. Suuçtu Şelalesi ile tesis arası yaklaşık 8 km. Dağ bisikleti için çok güzel bir parkur. Orman içi toprak yollar ara ara birbirini kesiyor. Alabalık tesisini gösteren tabelalar mevcut. Bu tesisi kendim bulmaya çalışsam kaybolabilirdim bu güzel ormanın içinde.

Tesise varınca önce elimizi, yüzümüzü yıkayıp yemeğe kadar sohbet ettik. Yemekten önce arkadan yola çıkan Enes ve Oğuzhan da bize dahil oldular. Yemekte bir grup alabalık, bir grup da fırında, tepside pişen tavuk yedi. Her ikisi de oldukça lezzetliydi. Eline sağlık Ahmet dostum, Hasan Abi.

Yemekten sonra ekiple demli çaylar eşliğinde bir o kadar demli sohbetlerimiz oldu. Saat 01'e yaklaşmışken yatmak için ekipten ayrıldım. En uzun yolu ben yaptığım için olacak; en çok ben yorulmuşum. Ekipteki gençler 04.00'e kadar uyumayıp sohbet edeceğiz diyorlar. sohbet edecek grup oturduğumuz çardakta ve hamakta, erken uyuyacaklar tesisin küçük mescidinde yatacak. Ben de mescitte yatacağım. Çadırı boşuna taşımış gibi oldum; ama hiç de öyle değil. Bazı eşyalarımı kullanmayacağımı bile bile çantama koydum. Amacım bu kadar yük karşısında durumumu görmek. Kendimi her zaman dünya turuna çıkacakmış gibi hazır tutmalıyım. Şu anda dünya turuna hazırım diyebilirim. Bakalım ne zaman kısmet olacak. Mescide yatmak için gelen ilk kişi olduğum için en köşeye serdim uyku tulumunu serdim. İyi uyumam lazım. 90 km'den fazla yol yaptım. Yarın en az bu kadar yolu farklı bir yoldan alıp Bursa'ya döneceğim.
 Bursadan çıkınca fotoğraf makinemi hemen çıkardım.
 Doğayla başbaşa kaldığımızın işaretleri; bazen bir gelincik,
;bazen uzakta bir sürü
Bu gri çantayı/torbayı yeni kullanmaya başladım. Çok işlevsel, çok ekonomik. Bunun hakkında bir video  ya da yazı yayınlayacağım yakında.
Körekem Köyü
 Bozağaç Yaylası
 Adını bilmediğim muhteşem güzellikte bir çiçek.


 Ülkemizin en uzun, en güzel isimli ilçesi Mustafakemalpaşa'ya 10 km kala. Yolun bundan sonrası sürekli iniş.
Yoldan.
 Mevsim gelincik mevsimi. Çok güzeller.
 Ve Mustafakemalpaşa
 Mustafakemalpaşa merkez
 Adres sorduğum balcı amca
 Kirmastı Köprüsü
 Kirmastı çayı
Mustafakemalpaşa'da tatlı molası. 6 TL; fiyat normal.
 Şeyh Müftü Camii
Ara ara at arabaları geçti yanımdan.


 Yalıntaş'ta bir direğin tepesini mesken tutmuş leylekler.


 Veee sonunda muhteşem Suuçtu


 Şelale civarında ormanlar
 İnsanın ömrüne ömür katar burası
 Suuçtu Şelalesi


 Büyük şelalenin civarında daha küçük şelaleler var.
 Gün battıktan sonra bunları uzun pozlama ile çektim.


 Alabalık tesisine doğru yol alıyoruz.
 Yolumuza bir yengeç çıkıyor. Bir süre sevip bırakıyoruz.
 Hasan Hocam yengeçle konuşurken,
 Alabalık tesisi yolunda ekibin bir kısmı ile.
 Alabalık tesisinde koyu muhabbet ve iyi uyku köşesi.
Tattığımız lezzetlerin mimarları Hasan Abi, Ahmet Centeli
Menü; fırında tavuk, Alabalık
1.Gün Yol Haritası

Şunu daha büyük bir haritada görüntüle: Bursa-Suuçtu

İlgili Yazılar
Bursa-Suuçtu (Bisikletle Bursa-Suuçtu-Bursa 1)
Suuçtu-Bursa (Bisikletle Bursa-Suuçtu-Bursa 2)
Bisikletle Bursa-Suuçtu (VİDEO)

Yorumlar

  1. Orhan Demir5/09/2013

    Ali Babi çok güzel bir tur olmuş :)
    ayaklarınıza sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. cok güzel bir turdu sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tur sizinle güzeldi. Mustafakemalpaşa ekibinin hepsine teşekkürler.

      Sil
  3. Adsız5/10/2013

    Ahmet Hocam MUSTAFAKEMALPAŞA'MIZI Daha Derin Araştırmak İstediğinizde Bizlere Tekrar Ulaşmanız dileğiyle.. Barış AYDIN

    YanıtlaSil
  4. İnşallah tekrar görüşme fırsatını yakalarız.(Ali)

    YanıtlaSil
  5. Tebrikler Ali
    kısa ama güzel bir tur yapmışsın.Fotoğraflar çok güzel.Fotoğraf makinan yeni mi yoksa tamirmi ettirdin ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah Mehmet Bey. Fotoğraflar yeni makinenin eserleri. Fotoğrafları değil ama eski makinenin kendisi tarihin tozlu raflarında yerini aldı. Sağolsun, varolsun çok işimi görmüştü.

      Sil

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız