Karagöl Şavşat-Ardahan (Artvin'den, Damal'a Bisiklet Turu-2/3)

Sabah erken uyandık çünkü zorlu bir yol bizi bekliyor. Dün yıkayıp astığımız kıyafetleri daha ıslak bir şekilde bulunca biraz keyfimiz kaçtı. Piknik masasının çatısının altına asmamıza rağmen rüzgar yağmur damlalarını bir şekilde kıyafetlerle buluşturmuş. Islak kıyafetleri tekrar sıkıp poşetin içine koydum. Eğer Çam Geçidini aşıp; bu akşam Ardahan'a varabilirsek orada kuruturuz artık. Kahvaltımızı yaptık ve yola çıkmadan önce, dün şarj olması için göl kenarındaki tesisin yemekhanesine taktığım pilleri istedim.
 Dün akşam üzeri başlayan şiddetli yağmurdan dolayı bütün elektronik cihazlarınki ile birlikte benim şarj aletinin de fişini de çekmişler. Bugün de fotoğraf çekemeyeceğiz anlaşılan. Bir moral bozucu olay daha. Yıkanıp, sabah temiz bir şekilde giyilmek üzere asılan çamaşırların ıslak bulunmasından sonra şarj olması için pirize takılan pillerin boş bir şekilde bulunması çok koydu bana. İnşallah başka bir olumsuzluk yaşamayız bugün. Devamında yola çıktık. Şavşat'tan Karagöl'e kadar geldiğimiz yolu Orhan Abi ile birlikte indik. Yokuş aşağı olduğu için birlikte indik tabi. Yokuş çıkıyor olsaydık Orhan Abi anında açardı arayı. Bize de nal toplamak kalırdı arkasından.

Şavşat'ta bir lokantada öğle yemeğimizi yedik. Yolda olduğumuz için kahvaltı ve akşam yemeklerini birlikte yiyoruz. Yoldayken üzerimizde bulunan atıştırmalıklarla idare ediyoruz. Lokantadayken Şavşat'tan Çam geçidine kadar sürekli yokuş olduğunu söylediler. Şavşat'tan bir marketten pil alıp yola devam ettik. Şavşat'tan sonra öylesine iman gevreten yokuşlar var ki  ben hayatımda böylesine insafsız yokuşlar görmedim arkadaş. Dağın bir o tarafına geçiyoruz bir bu tarafına. Her an yağabilecek yağmurun endişesiyle döne döne çıkarken iflahımız  kesildi. Artık bu yokuşlarda pedal çevirirken bacaklarımda derman kalmadı. Aldım bisikleti elime başladım itmeye. Buna rağmen çok sık molalarla yoluma devam ediyorum. Şavşat'tan buraya kadar 20 küsür kilometreden fazla yokuş çıktık. Ben artık tepeye çok az kalmıştır diye düşünerekten, bisiklet elimde hala çıkmaya devam ederken bir minibüs durdu yanımda. Yardımsever bir abimiz "Bu yokuş çok uzun; daha önünde 10 km var; çıkamazsın; at bisikleti arkaya da çıkarayım seni." dediyse de 20'yi çıkmışım 10 ne ki diye düşünerek abiye teşekkür edip yoluma yavaş yavaş devam ettim. Bu arada Orhan Abi uzun zamandır gözükmüyor. Belki de geçidi aştı. Çam Geçidi'nden önce harika yaylalardan geçtim. Çam Geçidi'ne yorgun, bitkin ama büyük bir zafer kazanma edasıyla mutlu bir şekilde ulaştım. "Çam Geçidi, Rakım 2470" tabelasını gördüğümde dünyalar benim oldu. Uzun zamandır hiç bu kadar sevinmemiştim.

Tepeye varınca gözlerim Orhan Abiyi aradı ama bulamadım. Telefonla aradığımda Ardahan'a girmek üzere olduğunu, ovaya inince sağ taraftaki evin köpeğinin kendisine saldırdığını ve dikkat etmem gerektiğini söyledi. Devamında geniş, yeşil otlaklarda özgürce dolaşan kalabalık büyükbaş hayvan sürülerini fotoğrafladım. Bir tepeden Ardahan'ı ve Ardahan'ın bulunduğu ovayı biraz seyrettikten sonra artık inişe geçtim. Her çıkıştan sonra bir iniş olmasa bisiklet çekilecek çile değil. Geçidi aşıp Ardahan Ovası'na doğru inerken yolun sağ tarafındaki bir sürünün yanından yola doğru hızla koşmakta olan bir çocuğu görünce bisikleti sağa çekip çocuğu beklemek üzere durdum. Çocuk kısa bir süre sonra soluk soluğa kalmış bir şekilde bulunduğum noktaya geldi. Biraz lafladık çocukla. Bisikleti merak etmiş ve görmek istediği için koşmuş. İstersen bir tur vereyim dedim ama istemedi; bakmakla yetindi. Yukarı taraftaki bir yaylada kalıyorlarmış. Sürüye bakıyorlarmış kardeşiyle birlikte. Bir çikolata olsaydı iyi olacaktı ama çocuğa son kalan 5-6 kuru incirden başka verecek bir şeyim olmadığı için bunları verdim. Çikolatadan daha faydalı olduğu kesin.


Çocukla vedalaşıp özgür kuşlar gibi Ardahan Ovası'na doğru saldım kendimi. İniş bitip, ova başlayınca aldı beni bir telaş. O kadar yorgunluğun üstüne, her an sağdan soldan üzerime atlama ihtimali olan bir köpeğin korkusuyla öyle bir pedallamışım ki Ardahan'a hangi arada vardım ben de şaştım.

Ardahan'a varınca Orhan Abi'nin ayarlamış olduğu oteli buldum. Büyük Ardahan Oteli- Kahvaltı dahil kişi başı 40 Lira-. Eğer kahvaltısı da iyi çıkarsa bu parayı hak eder. Otelin odasına yerleştik. Dün yıkayıp, yağmurdan dolayı kurutamadığımız kıyafetlerimizi odanın her tarafına astık. Akşam yine şiddetli bir yağmur başladı. İyi ki otelde kalıyoruz. Yoksa biz yine kurutamayacaktık elimizdeki ıslak kıyafetleri. Yarın Gürcistan sınırına dayanmayı, en azından Posof'o ulaşmayı planlıyoruz. Bakalım, nasıl bir gün bizi bekliyor; göreceğiz.


 
Karagöl'de sabah
Yola çıkmadan az önceleri...
Artık yoldayız.


Şavşat Girişi
Şavşat'ta Zafer Şenol isimli bir abimiz bize eski bir camiyi, ailesine ait olan tarihi bir konağı gürcülerden kalan bir hristiyan mezarlığını ve bir şehitliği gezdirdi. Ancak yüreğimiz acıdı. Konak ve cami bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş. Şehitlikler define arayanlarca delik deşik edilmiş. Zafer Şenol ilgisilikten ve definecilerden dertli. Kendince sahip çıkmaya çalışıyormuş ama gücü bir yere kadar yetiyor. İlgi ve şefkat bekliyor. 
İsviçre'nin Alpler'i değil Şavşat'ın köyleri...
Şavşat-Ardahan yolundan manzaralar


 Önümüzde daha 40 km var ama benim şimdiden iflahım kesildi.
 Şavşat-Ardahan yolundan manzaralar


 Kocabey Kışlası
  Kocabey Kışlası
  Şavşat-Ardahan yolundan manzaralar
 Orhan Abinin sırra kadem bastığı yer. Son olarak burada gördüm, bir de Ardahan'da
Bu noktadan baktığımda ağaçların üzerinden gözüken tepeden geçen araçlar vardı. Kendi kendime bu yol, bu kadar kısa mesafede hiç bir şekilde oraya çıkamaz demiştim . İflahı az kesilmiş Ali'nin bir süre sonra gördüğü bu yokuşlar karşısında imanının gevreyeceğini anlamak fazla zamanımı almadı. O yol, bu yolun devamıymış; aşağıdaki fotoğrafta görülen şekilde oraya çıkıyormuş ve ben oraya çıkıp Çam Geçidi'ni aştım.
 Bu yokuşların adını "İman Gevreten Yokuşları" koyuyorum.
 Yüz ifadesine bak. Bu da İmanı gevremiş Ali


 Kocabey Yaylası


 Ve sonunda Çam Geçidi. Bir mutluluk ve zafer pozu.
 Yolun sağı, solu, altı, üstü her taraf büyükbaş hayvan sürüsü
 Çam Geçidi aşıldı.
 Ardahan Göründü.
  Ardahan'a yakından bakalım


 Ardahan Ovası
  Ardahan Ovası
  Ardahan Ovası
Ardahan Kalesi

İlgili Yazılar
Artvin-Şavşat Karagöl-1.Etap
Karagöl Şavşat-Ardahan-2.Etap
Ardahan-Damal -3.Etap

Yorumlar

  1. Şavşat çarşısındaki lokantaların çokluğu bizi şaşırtmıştı. Çam geçidine doğru çıkarken son görüştüğümüzde rüzgar şiddetli estiğinden Aliye tepede kendisini beklemeyeceğimi, inişte bekleyeceğimi söyledim. Ardahanda gece yağan sağnak yağmuru görünce iyi ki otele yerleştik diye düşünürken benim yatağıma tavandan damlayan yağmur damlaları ile dumura uğramıştım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yokuşuyla, inişiyle, her şeyiyle dört dörtlük bir gündü.

      Sil
  2. Merhaba
    zorlu bir gün olmuş 'iman gevreten yokuşları' ndan sonra çektiğiniz fotoğraf bunu daha güzel anlatıyor:).Hakkaten Orhan Abi o yokuşlarda nasıl bu kadar güçlü olabiliyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orhan Abi'nin çok dik yokuşları çerez gibi yutmasını yıl içinde düzenli olarak bisiklete binmesine ve benden daha uzun zamandır yolda olmasına bağlamıştım en başta; ama başka bir şey var onda, yokuş görünce gözü parlıyor; insan üstü bir varlığa dönüşüyor.

      Sil
  3. Kardeşimi üniversiteye yerleştirmek için gitmiştim otobüsle gece yarısı giderken Artvin'den ne kadar yukarı çıktığımı anlayamamış sabah ezanından sonrası Şavşat tan yukarıyı takip edebilmiştim hayran kalmamak elde değil el değmemiş muhteşem güzellik ve o güzel doğayı siz bisikletle çıktıysanız gerçekten zor ama müthiş bi duygu olması lazım ve eminim otobüsle 1 saat 45 dk da indiğimiz yokuşu bisikletle inmek muhteşem olur bence

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız