Tsageri - Zagari Geçidi ( Gürcistan Bisiklet Turu-8)

Dün akşam üzeri nehir kenarına kurduğumuz çadırlarımızı çok erken saatte topladık. Bugün, diğer günlere göre çok daha erken kalktık; çünkü bugün gideceğimiz yolun büyük kısmı oldukça bozuk ve yol boyunca sürekli yükseleceğiz. Bozuk yollarda sürekli yokuş çıkmak anlamına geliyor bu. Gürcistan'a gelmeden önce araştırdığımız kadarıyla, bu yoldan sadece arazi araçları geçebiliyormuş.
Tüm bunlara rağmen şimdilik bir sorunumuz yok. Patika olsa bile bize yeter. Çünkü bisikletin gidemeyeceği yer yok.

Kahvaltımızı yapıp hemen yola çıktık.Yola çıktıktan kısa bir süre sonra ileride bir kaç evin bulunduğu bir köyün içinden geçerken; tam karşımdan hızla bana doğru koşmakta olan hayvan gibi bir köpeği görünce yolun sağında oturan bir kaç kadının yanında durdum ki köpeği tutsunlar. Benim durduğum andan hemen sonra köpek soluk soluğa kalmış bir şekilde yanımıza geldi ve kadınlardan biri köpeği boynundan tuttu, kızdığını belli etmek için köpeğe bağırdı. Kadının köpeği tutuyor olmasıyla rahatlayınca; kadınlara "gamarcoba(merhaba)" deyip şirinlik yaptım; pedala basıp yoluma devam ettim. Henüz çok gitmemişken köpeğin hırıltısını kulağıma gelir gibi oldu, gittikçe daha net duymaya başladım hırıltıyı ve yine dibimde hırıldarken buldum kuçukuçuyu. Yolun düz olmasından da faydalanarak son vitese alıp var gücümle pedala bastım. Haysiyetsiz hayvan 500 metre kadar peşimden geldi en azından ve beni sabah sabah yordu. Bir ara hiç peşimi bırakmayacak zannettim; ama sonunda o da diğerleri gibi pes etti.
Aslında şimdiye kadar, bisiklet sürerken peşime çok köpek takılmıştır; ancak hiç birisi, hiç bir şekilde ne bana ne de bisikletime zarar verdi. Bisikletin dönen tekerlekleri onları rahatsız ettiği için bir süre peşimden koşuyorlar, sorumluluk alanlarını terk ettiğimde peşimi bırakıyorlar. Bazen onlarla karşılaştığımızda, bisikletten inip yürüyerek devam ettiğimizde de peşimizi bıraktıkları olmuştur. Tüm bunlara rağmen köpekleri seviyorum. Tabi tüm köpekler peşimize takılmıyor; onun için efendiliğinden taviz vermeyip bize zorluk çıkarmayanları daha çok seviyorum.
Devamında Lentekhi'ye varmadan önce bisikletli Fransız bir çiftle karşılaştık. Bir aydır Gürcistan'da pedallıyorlarmış. Şu anda bizim Batum'a kadar kullanacağımız rotayı tersten geçmekteler. Yolun çok zor olduğunu fakat doğanın muhteşem olduğunu söylediler. Anladığım kadarıyla adamın yaşı 66, kadınınki 64. Bu yaşta bu coğrafyada pedallamak yürek ister, güç ister, bacak ister en önemlisi . Saygı duydum bu çifte.


Henüz sıcak hava üzerimize çökmemişken Lentekhi'ye vardık. Lentekhi kasaba büyüklüğünde bir yer. Lentekhi'den sonra küçük bir kaç köy ve yayla var Zagari Geçidi'ne kadar. Daha ileriden bulamayacağımızı düşünerek Lentekhi'de ekmek almaya karar verdik. Alış veriş yaptığımız bakkalcı kadına ekmek dilimler gibi yapıp ekmek istediğimi anlatmaya çalıştım. Kadın anlamış gibi yapıp biraz sonra arkadan bir yerden domates getirdi. Domates istemediğimi anlatmaya çalıştım. Kadın tekrar arka tarafa gidip geldi. Bu sefer elinde ekmek ile geldi. Kadının önünde büyük bir abaküs var. Abaküs üzerindeki boncukları dizerek 4 Lari ödememiz gerektiğini bize anlattı. Aslında daha aşağılarda ekmeği 1 lariden almıştık ama burası dağlık bir bölge. Zannediyorum bunun için ekmeğin fiyatı 2 katı.


Lentekhi'den sonra asfalt yol bıçakla kesilmiş gibi bitti. Biz de yolun nerede bozulacağını merak ediyorduk. Gittikçe yol daha çok bozuldu. Yol üzerinde bir çok yerde dizimize kadar su dolu olan çukurlar var. Buralardan geçerken ıslanmak kaçınılmaz elbette; ancak en azından eşyalarımızı temiz ve kuru tutalım diye uğraş veriyoruz. Yol bazı yerlerde kayalar oyularak yapılmış. Bu bölümlere yola sürekli irili ufaklı taş parçaları düşüyor. Yolun bazı bölümlerinde kayalara monte edilmiş insan portreleri gördük. Bu gürcülerde bir gelenek. İnsanlar trafik kazası, taş düşmesi gibi çeşitli nedenlerle orada hayatını kaybetmişler ve hayatını kaybeden insanın anısına, hayatını kaybettiği yere mevtanın bir portresi ve dolap gibi bir şey iliştirilmiş. Dolap, mum yakmak ve içine bir şeyler bırakmak için kullanılıyor zannediyorum.


Bulunduğumuz coğrafya Gürcistan'ın en yüksek dağlarının olduğu bölge. Temmuz ortasında olmamıza rağmen yolumuzun sağında ve solunda  zirvesi karlarla kaplı olan bir çok yüksek doruk var. Gürcistan bize inanılmaz güzellikler sunmaya devam ederken, birden bire karşımızda bulutların arkasına gizlenmiş gibi heybetli bir dağ belirdi. Bu diğerlerinden çok farklı. Bunun 5203 metrelik yüksekliği ile Gürcistan'ın en yüksek dağı olan Şhkhara Dağı olduğunu anlamamız fazla zamanımızı almadı. Şhkhara Dağı eteklerinde bir çeşmenin başına ulaştığımızda elimizi yüzümüzü yıkadık. Orhan Abi, çeşmenin yakınlarında konaklamamızın iyi olacağını , vaktin epey ilerlediğini söylese de ben devam etmekten yana tavır alınca devam etmeye karar verdik. Güneşin batmasına 2-3 saat ya var ya yoktu; çeşme yanına çadır kurmak dinlenmek için iyi bir fırsat iken geçidi aşabileceğimizi düşündüm.


2-3 saattir sürekli yükseliyoruz; buna rağmen geçidi aşabilmiş değiliz. Orhan Abi 5 dakika kadar önümde gidiyor. Onu bu ormanlık ve dağlık coğrafyada ara sıra görebiliyordum; ancak hava artık iyice karardığı için benim görüş mesafem sadece 5- 10 metre ve Orhan Abi artık gözden kayboldu. En son yarım saat önce önümden giderken görmüştüm. Karanlık içerisinde, çok yorgun olmamızdan dolayı düşe kalka gittiğimiz yolun sağı ve solu dik yamaç, yolu bazen gürül gürül akan dereler kesiyor. Çadır kurmaya müsait alanımız yok; ama artık bir yerlerde durup, çadırımızı kurmamız lazım. Artık bir yerde Orhan Abi'yi beni beklerken bulmak istiyorum. Hem çok yoruldum ve hem de zifiri karanlık çökmeye başladı. Orhan Abi'nin aşağılardaki yaylada, çeşme başına çadır kurma teklifini keşke hiç düşünmeden kabul etseymişim diye düşünmeye başladım.



Bir süre sonra Orhan Abi'yi karanlıklar içinde beni beklerken buldum. O anda ne kadar sevindim, anlatamam. Ben, "Yeter artık abi, bir yerlere çadır kuralım." demeye kalmadan o hemen oracığa çadır kurmayı teklif etti. Anında eveti yapıştırdım. Yolun soluna, sadece 2 çadırın sığabileceği bir alana el yordamıyla çadırlarımızı kurduk. Geçide çok yaklaştığımızı ve bulunduğumuz yerin 2500 metrenin üzerinde olduğunu düşünüyorum.

Çadırları kurduk, bir de açlık var. Karanlık çökmüş, onu nasıl halledeceğiz. Bu saatten sonra makarna ve  çorba pişirecek durumda değiliz. Kendi çadırlarımızda, elimizdeki yiyeceklerle karnımızı doyuralım diye karar aldık.


Çadırın içi, dışarıya göre daha karanlık. Bunun için hem el fenerimi hem de çadır fenerimi yaktım. Işıkları yakmamla birlikte karşı ki tepeden üstümüze güçlü bir projektör ışığı tutuldu ve ışık bir süre üzerimizde kalıp söndü. Karşı ki tepe dediğime bakmayın, bize oldukça uzak bir mesafe. Bunların avcı, çoban ya da bulunduğumuz bölgenin Rusya sınırına yakın olmasından dolayı asker olabileceğini konusunda bir kaç tahmin yaptıysak da; inin cinin top oynadığı bu coğrafyada, gecenin bu vaktinde bu ışığın kimin işi, ne işi olduğunu anlayabilmek için öncelikle yarına sağ salim çıkabilmemiz gerekiyor.

Işığı ve dikkatleri tekrar üzerimize çekmemek için bir daha kendi ışıklarımızı yakmadık. Karanlıklar içerisinde yan tarafta eriyen kar sularıyla oluşmuş dereciğin suyuyla abdest aldım; ama su çok soğuk ve ben çok üşüyorum. Yükselti fazla, elim ayağım donuyor neredeyse. Yanımda karanlıklar içerisinde devasa kütleler yükseliyor belli belirsiz. Yarın sabah daha net görebileceğiz dibine sığındığımız bu dağları ve nasıl bir yere konduğumuzu.

Yatmadan önce yanımda taşıdığım bütün kıyafetlerimi üzerime giydim soğuktan donmamak için. Sonra da tulumun içerisine girip uyumaya çalıştım. Tulumun içi ısınmaya başladı ve benim artık gözlerim kapanmak üzere.

Yarın öncelikle çok yakınlarında olduğumuzu düşündüğüm geçidi aşacağız. Sonra dağın diğer tarafında bulunan avrupa kıtasının en yüksek köyü olan Ushguli Köyü'ne ineceğiz ve Mestia'ya kadar pedal cevireceğiz nasipse. Bir de karşı ki tepelerden üzerimize tutulan projektör ışığının ne olduğunu anlamaya çalışacağız. Yarın ola hayır ola.


  İlgili Yazılar
Damal –Akhaltsikhe (Gürcistan Bisiklet Turu 1)
Akhaltsikhe - Khashuri (Gürcistan Bisiklet Turu-2)
Khashuri -Tiflis (Gürcistan Bisiklet Turu-3)
Tiflis - Kazbek- Tiflis (Gürcistan Bisiklet Turu-4)
Tiflis - Khashuri (Gürcistan Bisiklet Turu-5)
Khashuri - Kutaisi (Gürcistan Bisiklet Turu-6)
Kutaisi - Tsageri (Gürcistan Bisiklet Turu-7)
Tsageri - Zagari Geçidi ( Gürcistan Bisiklet Turu-8)
Zagari Geçidi-Mestia ( Gürcistan Bisiklet Turu-9)
Mestia-Zugdidi ( Gürcistan Bisiklet Turu-10)
Zugdidi-Batum ( Gürcistan Bisiklet Turu-11-Son Bölüm)

Yorumlar

  1. Paylaşımlarınız için teşekkürler. Moder Evliya Çelebi :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız