Kutaisi-Tsageri (Gürcistan Bisiklet Turu-7)

Bugün yeterince dinlenebilmek için çok aceleci davranmıyoruz. Çok erken olmayan bir saatte kalktık. Ben otelde çalışan rus kadından kahvaltı için birer bardak çay istemek için otelin mutfağına gittim. Kadın yarım yamalak ingilizcesi ile sallama ya da normal çaydan hangisini istediğimizi sorduktan sonra ben normal çay istediğimizi söyledim.
Normal çay ile çay demleyip ben getireceğim dedikten 15 dakika sonra bir çaydanlık çay ile odamıza geldi. Doya doya çay içtik ve kahvaltımızı yaptık. Kahvaltıdan sonra arka bahçeye  çıkıp yola çıkmak   için hazırlanmaya başladık.

Bu sırada otelde çalışan Lucy, kendi bisikletini yanımıza getirdi. Kadının bisikletinin havası inmiş lastiğine hava bastık. Birkaç hatıra fotoğrafı alıp yola çıkmaya hazır haldeyken benim arka lastiğin patlak olduğunu farkettim. 5 dakika içinde patlak sorununu halledip yola çıktık.


Bugün kendimizi çok yormayalım istiyoruz. Öncelikle Tkasaltubo'ya varacağız. Sonra da, nerede uygun bir kamp alanı bulursak, oraya konacağız.

Kutaisi oldukça güzel ve büyük bir şehir. Eskiden nüfusu çok daha fazla imiş ancak Rusların kenti terketmesiyle bugün nüfusu azalmış. Kentin yerleşim alanı oldukça geniş. Tkasaltubo'ya giden yolu bulana kadar en az on kişiye sorduk. Gürcistan'da Türkçe bilenler ,ingilizce bilenlerden daha fazla; ama Tkasaltubo yolunu ararken ne İngilizce, ne de Türkçe bilen birisiyle karşılaştık. Yer adını söylediğimizde, insanlar elle gitmemiz gereken yönü işaret ediyorlar. Ama sonunda Tkasaltubo yolunu ve tabelasını bulduk.

Yol üstünde bir yerde böğürtlen molası verdik. Gürcistan'a bugünlerde gelmekle çok iyi etmişiz. Bütün yol boyu her taraf çeşit çeşit meyvelerle dolu. Vişne, armut, erik, kayısı ve daha nicelerinin tadına bakmakla kalmadık, doya doya yedik. Tkasaltubo'dan sonra yolun kalitesi bozulur diye düşünüyordum ama öyle olmadı. Yer yer yorucu yokuşlar olsa da, yolun kalitesi son derece iyi.


Bugünkü yolun manzaraları çok beğendim.  Gürcistan'ın kalbinden geçiyoruz tabiri caiz ise. İnişli çıkışlı yollardan geçerek yolun solunda harika görünümler sunarak akan bir şelalenin yanında uzunca bir mola verdik. Biz dinlenirken, bir araba durdu ve içinden üç dört genç indi. Bu gençlerden birisi yine harika Türkçe konuşuyordu. Yine Tükçe konuşabildik çok şükür.

Şelaleye kadar çok güzel olan yol birden bire bozuldu. Yaklaşık 10 kilometrelik bozuk, ancak yine harika manzaralar sunan yol eşliğinde Tsegeri girişine vardık. Bütün Gürcistan'da olduğu gibi burada da alemde olan Gürcü vatandaşlar var. Bir grup yolumu kesip durdurdu beni. Kimsin, neredensin, nereye gidiyorsun anlamında sorular sorduklarını düşündüğüm için hemen; geldiğim yerin(Kutaisi'nin), gitmekte olduğumuz yerin(Ushguli'nin, Mestia'nın) adlarını söyledim. Kafalar olmuş birer milyon. Vücudunun üst tarafı çıplak olan genç adam şaşkınlığını belirtmek için şekilden şekile giriyor. Ağzını olabildiğince açıp, güleç bir yüzle yüksek sesle konuşuyor. Mestiaaaaa diyor; sonra elleriyle tepe,dağ işareti yapmaya çalışıyor. Ellerini birbirine vurup kahkahalar atıyor.
Karpuz ikram ettiler. Büyük bir iştahla yediğimi görünce bir dilim, sonra bir dilim daha getirdiler. Bira da vermek istediler. Alkol kullanmadığımı hareketlerle anlatmaya çalıştım. Birayı içmeyince, sürahi içinde bir şey daha getirdiler. Bardağa koyup verdiler elime; sarı renkli bir şey. Erik tanelerini andıran tanecikler yüzüyor içinde. Ne olduğunu pek kestiremedim, hoşafa benziyor. Bu insanları mutlu etmek için, içmeyi deneyeyim dedim. "İnşallah hoşaftır." deyip bardağı diktim; boğazımı fena halde yaktığı için ancak bir yudum alabildim. Hoşaf değilmiş. Önden giden Orhan Abi için bir kaç dilim karpuzu bir poşete koyup elime tutuşturdular. Bu candan insanlara teşekkür edip yanlarından ayrıldım. Hızla pedallara asılıp Orhan Abi'ye yetiştim. Orhan Abi hoşaf görünüşlü içeceğin erik rakısı olabileceğini söylüyor. Ameller niyete göredir; ben hoşaf niyetine içtim.

Tsageri'nin merkezine vardığımızda İngilizce bilen bir polise, çadır kurabileceğimiz bir yer sorduk. O da 20 km ileride Lentekhi'de otel olduğunu söyledi. Zannediyorum, anlamadı çadır kurmak istediğimizi. Biz de mecbur yola devam ettik ileride çadır kurabileceğimiz bir yer bulabilmek ümidiyle. Bu sıralarda polis aracı da ağır ağır giderek bize eşlik etmekteydi. Bir ara, acaba bizi Lentekhi'deki otele yerleştirene kadar bize eşlik mi edecekler diye düşündüm ama Tsageri çıkışında bize el sallayıp geri döndüler.
Polis aracı geri dönünce, hava kararmaya yüz tutmuşken dere kenarına, yoldan gözükmeyecek bir yere çadırlarımızı kurduk. Hava kararmadan önce yemeğimizi yiyip çadırlarımıza çekildik. Mestia' ya kadar 180 km olan yolun 75 kilometre kadarını almak istiyoruz yarın. Bunun için iyi dinlenip uykumuzu almalıyız ve erken yola çıkmalıyız. 75 km bir gün için çok değildir ancak şu anda dağlık, engebeli ve yolları oldukça bozuk bir coğrafyadayız. Birde Shkhara Dağı dibinde, 2635 metre yükseklikteki Zagari Geçidi var. Bu geçidi aşmak hiç de kolay olmayacak; ancak yarın aşıp da, geçidin öteki tarafındaki Ushguli Köyü'ne ulaşabilirsek ne ala. Yarın ola hayır ola.
Gürcistan Turu Rotası

  İlgili Yazılar
Damal –Akhaltsikhe (Gürcistan Bisiklet Turu 1)
Akhaltsikhe - Khashuri (Gürcistan Bisiklet Turu-2)
Khashuri -Tiflis (Gürcistan Bisiklet Turu-3)
Tiflis - Kazbek- Tiflis (Gürcistan Bisiklet Turu-4)
Tiflis - Khashuri (Gürcistan Bisiklet Turu-5)
Khashuri - Kutaisi (Gürcistan Bisiklet Turu-6)
Kutaisi - Tsageri (Gürcistan Bisiklet Turu-7)
Tsageri - Zagari Geçidi ( Gürcistan Bisiklet Turu-8)
Zagari Geçidi-Mestia ( Gürcistan Bisiklet Turu-9)
Mestia-Zugdidi ( Gürcistan Bisiklet Turu-10)
Zugdidi-Batum ( Gürcistan Bisiklet Turu-11-Son Bölüm)

Yorumlar

  1. Bakıyorumda aynı yolda gitmemize rağmen değişik şeyler ilgimizi çekmiş, onun için değişik fotoğraflar çekmişiz. Bu birbirimizden ayrı gitmemizden kaynaklanıyor. Birlikte gidip aynı anda durup kopyacı öğrenciler gibi aynı açıdan aynı şeyi çekmek hiç hoşuma gitmiyor. Yine çok güzel fotoğraflar çekmişsin ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Adsız9/09/2012

    Kardeşim; ellerine, ayaklarına, pedalına, kalemine, en önemlisi de yüreğine sağlık.Seni yürekten tebrik ediyor ve bu seyahatlerinin devamını diliyorum.Sadece gezdiğin yerler, çektiğin fotoğraflar değil beni cezbeden.aynı zamanda bunları kağıda dökmen, kullandığın dil de beni mestetti.Sanki o anları yaşattın bana.Türkçeyi kullanmada zaten iyiydin ama bu geziler, seni bu anlamda baya ileri seviyelere taşımış.Haddim olmayarak böyle bir yorum yapma cüretinde bulunduğum için beni affet :) YOLUN AÇIK OLSUN KARDEŞİM.SENİ SEVİYORUZ...FATİH TUNCER...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili kardeşim, yorumun için teşekkürler. Beni ihya ettin. Yolun çok başında sayılırız henüz. Senin onayını aldığımız için çok mutluyuz. Eyvallah. Eksik olma.

      Sil

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazınız